12 Mayıs 2014 Pazartesi

Mülk Suresi 2. Ayet (4. Bölüm)

 
   Kötülükler de aynı şekilde sınav aracıdır. Güzelliklerde aranan şükür, kötülüklerde aranan sabırdır. Allah'ın (c.c.) şartları zora sokup, sıkıntılı hale getirip, test ettiği anda; "Elbette bu Rabbimizden gelen birşeydir, buna sabredeceğiz" diye mi karşılayacaklar, yoksa isyan mı edecekler.

   Allah (c.c.) Elçisini de müminleri de sıkıntılarla ibtila etmiştir. ...innen nâse kad cemeû lekum fahşevhum...(1)  Onlara bütün insanlar sizin aleyhinizde toplandılar, artık onlardan korkun dendiğinde...

 Bütün Arap yarımadasında ne kadar karşıt güç varsa ittifak yapıp Medine'nin üzerine yürümüşlerdi. Onlar böyle bir musibette, ayetin ifadesiyle " canların boğaza dayandığı" bir sıkıntıda, içerden de münafıkların ihanetiyle,  büsbütün kuşatılmışlardı, o kadar ki yine ayetin ifadesiyle " zihinlerde Allah hakkında çeşit çeşit zanlar belirmişti." Bu kadar sıkıntıya uğradıkları andaki tepkilerini Allah (c.c.) Kur'an' da şöyle aktarıyor. Onlar demişler ki; ...haza ma vaadenallahü ve resuluhü...(2) Bu sıkıntı bize Allah'ın ve Resulünün vaadettiği birşeydir. Nasıl vaadetti Allah(c.c.); Biz sizi hayır ile de şer ile de imtihan edeceğiz, dedi. Şimdi sırası geldi bizi bu sıkıntıyla imtihan ediyor. Bu Rabbimizin zaten haber verdiği birşeydir. Allah (c.c.) onlar hakkında buyuruyor ki; Bu durum onların sadece imanlarını, teslimiyetlerini arttırdı. 

   Allah'ın (c.c.) bu ibtilaları (imtihanları) kesinkes, illaki yerine getireceğine dair Kur'an  da çok keskin ifadeler var. Ve leneblüvenneküm...sizi kesinlikle sınayacağız.(3) bizim okuduğumuz Mülk Suresinin bu ayetinde ölümü ve hayatı bunun için yarattım, diyor. Dolayısıyla bundan vazgeçmesi, bunun olmaması diye bir seçenek yok, başka türlüsünü düşünmeyin. O sebeple gelen ifadeler arapçası açısından son derece te'kidlidir.  Hatta bazı ayetlerde " yoksa sınanmadan bırakılacağınızı mı sandınız" diye tersinden nükteli bir şekilde, yani ne kadar yanlış düşünmüşsünüz, şeklinde ifadeler vardır. 


   Ve le nebluvennekum bi şey’in minel havfi vel cûi ve naksın minel emvâli vel enfusi ves semerât, ve beşşiris sâbirîn.(4)

   Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele.

   Kesinlikle sınanacaksınız. Mallarınız hususunda ve canlarınız hususunda. Canlarınızı da verip veremeyeceğiniz hususunda Allah (c.c.) sizi test edecektir. "Herşeyimi veririm ama canımı vermem" diye bir istisnanız mı kalacak? O yüzden Allah Resulü (S.A.V) diyor ki bunun niyetine her bir mümin illaki girmeli. Ve buna dair hazırlığını kendi iç dünyasında Rabbine arzetmelidir. Bunu hayal etmeksizin bir ömür geçirmemelidir. "Yarabbi, canımı bile istesen vermeye hazırım" diye kişinin bütün samimiyetiyle kendi içinde Rabbiyle bunu konuşabileceği bir kıvama ermesi lazım.

   "Sizden önce kitap verilmiş olanlardan da kötü şeyler işiteceksiniz" yani onların bu olumsuz söylemleri üzerinden de sizi sınayacağız. "Ve müşriklerden de çok eziyetler göreceksiniz, sabreder ve sakınırsanız muhakkak ki bu yapılacak işlerin en değerlisidir" bu sınanmalardan da beklenen şey sabır ve kişinin Allah'ın (c.c.) buyruklarına isyan etmeksizin korunması.


   Dolayısıyla hem hasenat hem seyyiat tamamen ibtilaya yöneliktir. Allah (c.c.) sınamak için kişinin hayatında bunca koşullar, bunca değişik durumlar, sahneler, farklı farklı sınav türleri varetmiştir. 

   Bunlar olmadan olabilir miydi? 

   Allah (c.c.) buyuruyor ki; Em hasibtum en tedhulûl cennete ve lemmâ ye’tikum meselullezîne halev min kablikum... Sizden önce gelenlerin başına gelenler  size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?(5) Aynı durumları test eden sıkıntıları size yaşatmadan sizi cennete sokuvereceğimizi mi zannediyorsunuz? 

   İnsanlar biz iman ettik demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? (6) İnsanlar sandılarmı ki biz iman ettik diyecekler, sonra fitnelere, sıkıntılara uğramadan öylece bırakılacaklar. Bu olanaklı değil. Allah (c.c.) müminleri öylece bulundukları hal üzerinde bırakıp, habis olanı tayyib olandan ayırtetmeyecek mi? (7) Asla öyle değil!  Allah (c.c.) halden hale sokacak, kişilerin ve milletlerin hayatında koşulları sürekli değiştirecek ve onları değişik ortamlarda, değişik sınav türleriyle karşı karşıya getirecektir. 


(1) Al-i İmran/173
(2) Ahzab/22
(3) Bakara/155, Muhammed/31
(4) Bakara/155
(5) Bakara/214
(6) Ankebut/2
(7) Al-i İmran/179


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder